Dinlenme Hakkı ve Yıllık İzin
Günde sekiz saat olmak üzere haftanın beş günü çalışan bir beyaz yakalı, ömrünün 10 yıldan daha fazlasını çalışarak geçirir. Bu süre bir insan ömrünün ortalama %14’üne denk gelmektedir. Uyumak, yemek yemek gibi temel ihtiyaçlar kadar, hatta belki de daha fazla, zaman ayrılan çalışma hayatında bazen “tükenmişlik sendromu”, “fazla yoğunluktan yorgun hissetmek”, “psikolojik yorgunluk”, “yüksek sorumluluk” gibi problemlerle karşılaşılabilir.
İşi nedeniyle insanlarla yüz yüze çalışan meslek gruplarında tükenmişlik sendromunun günümüzde çoğu sektörde ve meslek gruplarında yaşanması, beyaz yakalıların çalışma hayatında eskisine göre daha fazla tükendiğini kanıtlamaktadır. Çalışmaya bağlı fizyolojik yorulmalara ek olarak bahsi geçen psikolojik yıpranmalar da çalışanlar için dinlenme hakkının önemini gösterir.
Dinlenme hakkı, çalışanların sahip olduğu en temel haklardan biridir. Çalışanların ihtiyacına ve çalışma süreleri gibi değişik faktörlere bağlı olarak belirlenen yıllık izin süreleri kişiden kişiye değişiklik gösterebilir.
Çalışanların her sene ücret karşılığında belirli bir süre dinlendirilmesi çalışan sağlığının önemsendiği anlamına gelir ve iş gücünün yenilenmesini sağlar. İşveren tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme ve hastalık izinleri yıllık izin hesaplamasına dahil edilmez. Yıllık ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
Yıllık İzin Hesaplarken Dikkat Edilecekler
Yıllık izin hesaplama çalışanların kafasını en çok karıştıran konulardan biridir. Yıllık izin hesaplamadan önce şu husus dikkate alınmalıdır: çalışanların yıllık izinden faydalanabilmesi için 4857 sayılı İş Yasası’nın 53. Maddesine göre, iş yerinde işe başladığı tarihten itibaren, deneme süresi de içinde olmak kaydıyla, en az bir yıl çalışmış olan kişilere yıllık izin verilmesi gerekmektedir. Çalışan hak ettiği yıllık ücretli iznini, kullanmak istediği zamandan en az 1 ay önce işverene yazılı olarak bildirmelidir.
Yıllık izin hesaplamalarında İş Kanununda iş yerinde çalışan işçinin hizmet süresinin uzunluğu ve yaşı esas alınarak hesaplanır. İş Kanununun 53. maddesinin 4. fıkrasına göre işçilere verilen yıllık izin süreleri şunlardır:
Hizmet süresi; bir yıl ile beş yıla kadar ( beş yılda dahil) olanlara 14 günden,
Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara 20 günden,
On beş yıl ve daha fazla olanlara ise 26 günden az izin süresi verilemez.
Bu süreler haricinde bazı istisnai durumlar bulunmaktadır. İşçilerin haklarını korumak adına; belirli yaşın üstündeki işçilerin ve genç işçilerin fiziki anlamda korunmaları için maddenin 5. fıkrasında ayrıca bir düzenleme vardır. On sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki çalışanlara en az 20 gün yıllık izin verilmelidir. Yıllık izin hesaplamasında bu sürelerden daha az izin verilmesi geçerli sayılmaz.
Az bilinen ve yıllık izin hesaplamada önemli olabilecek bir diğer konu da ‘yol iznidir’. Yıllık ücretli izinleri iş yerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek çalışanlara istemde bulunmaları durumunda ve bu hususu belgelemeleri koşuluyla gidiş ve dönüşlerinde yolda geçecek süreleri karşılamak için işveren toplam 4 güne kadar ücretsiz yol izni vermek zorundadır.
İşveren veya işveren vekilleri, Yönetmeliğin 15’inci maddesinde belirtilen izin kurulu veya 18’inci maddeye dayanılarak bunun yerine geçenlere danışmak suretiyle iş yerinde yürütülen işlerin nitelik ve özelliklerine göre, yıllık izinlerin, her yılın belli bir döneminde veya dönemlerinde verileceğini tayin edebilir.
Yıllık izin hesaplamak zor gibi gözükse de çalışanın haklarını bilmesi durumunda hem çalışan hem işveren için kolayca belirlenebilir. Kişinin temel olarak çalıştığı yıllardan başlayarak istisnai durumları da dahil ederek yıllık izin süresini hesaplaması ve prosedüre (bir ay önceden belirtmek gibi) dikkat ederek yıllık izin isteminde bulunması gerekmektedir.